3 Ağustos 2008 Pazar

Sol el için piyano konçertosu

kontrafagot solosu ile başlayan, karanlık bir eser bu. baştan sona kadar gri tonlarında notalar ile örülü. Orkestranın ısrarlı crescendosu sonunda piyanistin müziğe dahil olduğu, daha doğrusu orkestrayı bir bıçak gibi kesip kendi hikayesini anlatmaya başladığı yer, dinlediğim en dramatik konçerto girişlerinden bir tanesidir. tek bölüm olarak yazılmıştır bu eser, bölümler birbirine bağlanır, ama hissettirmeden. nedense bana hep, ölmek üzere olan bir adamın dramını anlattığını hissettirir. andrei gavrilov, temadaki 'dies irae' motifine yakınlınlığı düşünerek, bu eserin bir totentanz (ölülerin dansı) olduğunu ifade etmiş, ne de güzel demiş.

eser ravel'in sağ elini birinci dünya savaşında kaybeden arkadaşı Paul Wittgenstein'a ithaf edilmiş. Konçertoyu ilk seslendiren ve gerekli düzenlemeleri yapan da wittgenstein olmuş. bu eseri yorumlayanlar, eserin sol elin fizyolojisi ile muhteşem bir uyum içerisinde olduğunu söylerler. zaten dinlendiğinde de tek elle çalındığını farketmek pek mümkün değildir.

konçertoda ravel'in caz müziğinden etkilendiğini gösteren bazı motifler ve armoniler bulunsa da, bana esas olarak mahler'in kindertotenlieder dizisini hatırlatıyor. belki de, her ikisinde ortak olan şey ölüm olduğu için.

ravel burada melodik materyal bakımından oldukça temkinli davranmış ve konçertoyu belli başlı 4-5 motif üzerine bestelemiş, farkı yaratan ise ravel'in bildiğimiz muhteşem orkestrasyonu ve elde ettiği ses renkleri.

krystian zimerman - pierre boulez - cleveland orchestra imzalı kayıt gerçekten etkileyici. bunun dışında leon fleisher de çalar bu konçertoyu, bir de hüseyin sermet'in repertuarında sağlam bir yeri olduğunu biliyorum. ama çok fazla çalınan, felsefik olarak çok kolay yenilip yutulacak bir konçerto değil.

1931 yılında kopmoze edilmiş prokofiev sol el konçertosunun, tıpkı ravel gibi sağ eli olmayan piyanist paul wittgenstein'a ithaf edilmiş olması, her iki besteci de aynı dönemde yaşamış olduğundan belki o kadar şaşırtıcı değil ; ancak paul wittgenstein 'ben bu eseri anlayamadım' diyerek çalmayı reddetmiştir, işte bu gerçekten şaşırtıcı. bu da, muhtemelen her ay başka bir sol el konçertosu ithafı ile karşılaşmayan wittgenstein'ın ne kadar karakterli bir müzisyen olmuş olduğunu gösteriyor.

prokofiev piyano konçertoları içerisinde en az çalınanı, neredeyse hiç kimse tarafından tanınmayanı bu konçertodur, ki bestecinin sağlığında seslendirilmemiş tek konçertosudur da.prokofiev bundan sonra yazmış olduğu 5. konçertoyu sviatoslav richter'e ithaf etmiş, sviatoslav richer de eseri anlamış olacak ki hemen çalmış. ancak o konçertoyu da ben anlamıyorum. nitekim bence en güzel prokofiev konçerto 3 numaralı olan.

Hiç yorum yok: